İletişim : 0288 415 21 11
0541 724 45 15
​
OBEZİTE VE PSİKOLOJİ
İnsan davranışları psikoloji biliminin konusudur. Psikoloji uyku, yemek, cinsellik gibi insanın temel davranışlarını incelemekte ve bu konular üzerinde çalışmaktadır. Bu yüzde obezite ve yeme problemleri de psikolojinin ilgi alanı içerisindedir. Tanısı en kolay konan saÄŸlık sorunlarından olan obezite, genetik, çevresel ve psikolojik etkenlerden dolayı tedavisi en zor durumlardan biridir.
​
Psikiyatrik anlamda bir yeme bozukluÄŸu olmayan obezite, bazı psikiyatrist ve psikologlar tarafından yeme bağımlılığı olarak kabul edilir. Tıpkı alkol ve uyuÅŸturucu madde bağımlılığı gibi beynin güdülenme, ödül ve ket denetiminde görevli bölgelerdeki sorunlarla iliÅŸkilendirilmektedir.
YaÅŸamın ilk yıllarından itibaren yemek yemek hayati önem taşır. Öyle ki yemek yemek sadece fizyolojik hislerimizi yani açlık ve tokluk hislerini gidermek için deÄŸildir. Yemek yemek, aynı zamanda ruhsal dünyamız için merkezi bir rol üstlenmektedir.
Bebekler ‘ilk rahatlama duygusunu’ açlığın yarattığı fiziksel huzursuzluÄŸun giderilmesiyle saÄŸlayabilirler. Bu da tokluk olarak adlandırılır. Açlığın doyurulmasıyla bebek, iyi ve güvende olduÄŸu hissiyle tanışmış olur. Çünkü açlık en erken ‘acı çekme’ iken, tokluk en erken ‘rahatlamadır’. İşte yeme alışkanlığının temeli aslında bu noktaya dayanır.
YaÅŸamın ilk yıllarında bebeÄŸin açlık duygusunun az giderilmesi ya da gereÄŸinden fazla giderilmesi yetiÅŸkin yaÅŸamında yemek yeme davranışı üzerinde etkili olmaktadır. Obez bireyler üzerinde yapılan araÅŸtırmalarda, daha az kilo problemi olanlara kıyasla çocukluk ve bebeklik dönemlerinde olumsuz deneyimler yaÅŸandığı görülmektedir. Öte yandan, aşırı kilo alımı yani beden kitle endeksinin fazla olması, saÄŸlıksız beslenme, egzersizin günlük yaÅŸamda az olması, yeme alışkanlıklarının düzensiz olması gibi nedenler de obezite tedavisi ile baÄŸlantılıdır. Fakat kiÅŸinin kendi bedenini nasıl algıladığı, sorunlarla baÅŸ edemediÄŸi durumlar karşısında neler yediÄŸi ya da yemek yemeyi hangi durumlar karşısında seçtiÄŸi gibi konular obezite tedavisinin psikolojik boyutunu kapsamaktadır.
​
OBEZİTE ‘ YE KARÅžI BÜTÜNCÜL YAKLAÅžIM: DİYETLE BİRLİKTE PSİKOTERAPİ
​
KiÅŸinin kilo sorunu genetik, fizyolojik, nörolojik, çevresel ve duygusal faktörler gibi çok farklı bakış açısından ortaya çıkabilir. Bu yüzden sorunu bütüncül bir bakış açısıyla yani hem fiziksel hem psikolojik boyutuyla ele almak tedavinin etkinliÄŸinin artması bakımından önemlidir. Tek başına psikolojik destek ya da diyet veya cerrahi müdahale yeterli olmamaktadır. Doktor ve/veya diyetisyenle beraber psikoloÄŸun çalışması kiÅŸinin ruhsal saÄŸlığını koruyarak ilerlemesi bakımından önemlidir. Kısacası, obezite tedavisinde bütüncül bir yaklaşım tedavinin seyrine yön vermektedir.
Obezitenin psikiyatri ve psikoloji ile olan baÄŸlantısı stres, anksiyete, depresyonla olan iliÅŸkilerini kapsar. YoÄŸun stres altında kalındığında ve kendimizi kötü hissettiÄŸimizde ÅŸekerli ve yaÄŸlı gıdalar teselli olabilmektedir. Rahatlamak için yeme davranışı bazı hayvanlarda da görülmekte, özellikle karın bölgesinde yaÄŸlanma ile seyretmektedir.
​
Psikiyatrinin en önemli hastalıklarından olan depresyon, obezite ile yakından iliÅŸkilidir. Depresyon ve obezite döngüsünde çoÄŸu kez, eriÅŸkinlerde depresyon obeziteyi, çocuklarda ise obezite depresyonu izlenmektedir.
​
Aşırı yeme, sıkıntı ve depresyon duygularını azaltabilmektedir. Aynı zamanda obezlerin depresyon ve kiÅŸilik bozuklukları gibi psikolojik sorunları daha sık yaÅŸadıkları bilinmektedir. Duygudurum bozuklukları, somatoform bozukluklar ve yeme bozuklukları gibi psikiyatrik hastalıklar da obezlerde diÄŸer bireylere göre daha yüksek oranda görülür.
Obezler iç ve dış uyarılara normal kilodaki insanlara göre daha duyarlıdır. HoÅŸnutluk yaratan yemek tadı kiÅŸinin duygusal gerilimini azaltması nedeniyle kaygı, öfke, sıkıntı ve depresyonu önleme amacıyla kullanılmaktadır.
​
Obeziteye giden yolda zayıf olmaya yönelik sosyal baskılar, depresyon ve düÅŸük benlik saygısı üçlü saç ayağını oluÅŸturur.
Obezitenin psikolojik yönünde zayıf olmaya yönelik sosyal baskı- bedeninden hoÅŸnut olmama- diyet yapma- diyette baÅŸarısızlık- tıkınırcasına yeme döngüsü ve olumsuz duygular- tıkınırcasına yeme- kilo alma üçgeni temel patolojiyi oluÅŸturur.
Psikoloji bilimi obezite tedavisinde fazla kilo problemini kısa dönemli ve uzun dönemli olmak üzere iki farklı dönemde incelemektedir. Kısa dönemli olanlarda yaÅŸanan hayat olaylarına karşı aşırı yeme atakları olarak söylemektedir. Uzun dönemli olanlar ise, genelde çocukluktan itibaren süregelen fazla yeme problemi olanlardır. Uzun dönem kilolu olanlarda en göze çarpan nokta kilo verme fikri onlar için endiÅŸe, sıkıntı ve panik duyguları oluÅŸturmaktadır. Bu sebeple, kiÅŸi ya hiç kilo vermek istemez ya da verdiÄŸi kiloları tekrar geri alabilir. Kısacası, uzun dönem kiloyu koruma arzusunda olan kiÅŸilerin altta yatan nedenleri çözümlenmediÄŸi sürece kilo verme iÅŸi daha zor hale gelebilecektir. Yeme bozukluÄŸu kadınlarda daha sık görülmektedir. Hatta kadınlarda da ergenlik dönemiyle beraber süre gelmektedir. Özellikle ergenlerde akranlardan yeterli destek görmeme, bilhassa kızlarda tıkınırcasına yeme riskini arttırmaktadır. Bunun fazla kilolu olma, yaşıtları tarafından reddedilme riskini arttırmakta, böylelikle bir kısır döngüye girilmektedir.
​
Bu nedenlerden dolayı yeme bozukluklarında psikolojik destek yani terapi, yeme davranışının farkındalığı bakımından önemlidir.
Her terapi kiÅŸinin ihtiyacına göre ÅŸekillenir. Çünkü yemek yemek her birey için farklı ihtiyaçlara hizmet eder. Bazı kiÅŸiler günlük yaÅŸamdaki sorunlarla baÅŸ edemediÄŸinde yemek yerken, bazılarında yemek kiÅŸinin yalnızlığını gidermektedir. Görünür nedenler her birey için farklılık gösterse de aslında obezite tedavisinde belirgin bir nokta vardır ki kiÅŸi sınır koymakla ilgili sıkıntı çekmektedir. Bunun için psikolojik destek gerekmektedir ve yeme bozukluÄŸunun tedavisinde bu destek çok önemli bir yer edinmektedir. Stresle etkili baÅŸ etme konusunda bilgilendirme ve eÄŸitim tedavinin ana unsurlarındandır. Psikoterapi sırasında hipnoz ve hipnoterapi de tedavide etkili rol oynar.